Uluslararası Sistemin Kast Tarzında İşleyen Yapısı Ve Wallerstein

Uluslararası Sistemin Kast Tarzında İşleyen Yapısı Ve Wallerstein

Batı Medeniyetinin en mümeyyiz vasfı herhalde çatışmacı olmasıdır. Düalizm/Diyalektik v.s gibi bir felsefi arkaplanıyla, İdealizm/Materyalizm gibi diyalektik çeşitleriyle son 2 yüzyıldır Dünya Sistemini bu çatışmacı vasıf sırtında taşıyor.

Düşman/Öteki üreten dokuma tezgahı ve üretim endüstrisi ile sistemi işleten bu mekanizma, medeniyetler çatışması teziyle kendini açık etmişti.İslam Karşıtlığı/Fobisi ile önce İran sonrasında Daeş/El Kaide/Taliban tarzı yabancı/ barbar/öteki üreten bu gelenek, bir vakitler komünizm tehdidini kullanmış ve dünyayı 2 kutba bölen bir soğuk savaş olgusunu yaşatmıştı.

Dünya Sistemi ve arkasındaki Merkez üzerinden komplocu yaklaşımlarla bu danışıklı dövüşü bize açık eden soğuk savaşı bu merkezin bir kurgusu olarak anan Wallerstein'ı bu noktada hatırlamak/unutmamak gerek. İsmet Özel de sıklıkla bu düşünceye işaret eder. 11 Eylül olayları ile Ortadoğuyu dizayn eden mantığın da bu merkezden beslendiği artık belgesi olmayan rüşvet babında herkesçe kabulleniliyor.

Nato/Varşova veya USA/SSCB İkiliği/düalizmi tam da çatışmadan, ötekisinden beslenerek palazlanan bir iktidar mekanizmasına hizmet eden zemini yaratmaktadır.

Wallerstein bu karşıtların çelişkileriyle ortaya çıkan çatışma halinin Batımerkezli dünyanın gelişmesi için gerekli ve şart olduğunu söyler. Bu gelişmenin alt başlıkları oldukça çeşitli ve kapsamlıdır. Siyasi, İktisadi, kültürel, bilimsel bir çok alt başlığı var.

Wallerstein, aynı zamanda az gelişmiş/ gelişmekte olan ya da gelişmiş ülkeler gibi kategorik ayrımların da bu devinim/rekabet için, aynı zamanda dünya sisteminin işlerliği için de şart olduğunu ekler...
Kast tipi bir kader tarzında işleyen bu kategorik ayrımlar ülkelerin politik/kültürel/ ekonomik hedeflerini gerçekleştirmek için bir motivasyon unsurudur. 1, 2 ve 3. Dünya ülkeleri ayrımı ve kategorizasyonu da benzer işlevi görür.

Muasır medeniyetler seviyesine yükselmek hedefini kuruluşundan beri belirlemiş bir ülkenin 100 yıllık performansına bakıldığında bir arpa boyu alınan yol gerçekte Wallerstein'ın kast/kader çıkmazını hatırlatıyor.

Arada, bir-iki istisnai ve de arızi gelişme modeli olarak G.Kore ve Malezya gibi örneklerin sunulması bu kaderin üstünü örtme, az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin hevesini iştahını kabartma oyunlarıdır.

Böylece her daim az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkeleri, bunlar da gelişmiş ülkeleri takip edeceklerdir. Bu takip sistemi, dünya sisteminin lordları olan ülkeler için gerekli ilerleme/gelişme/yayılma stratejilerini de uygulamada oldukça işlevseldir.

Jeopolitik/jeokültür; dünya sistemi gibi kavramsallaştırmalarla açıklanan Wallerstein'cı dünya sistemi kuramı,Bu dünya sisteminin beslediği merkez-çevre kavgası ile birlikte olan biteni izahta sıklıkla başvurulan bir tezdir.

Teknoloji/silah yatırımlarıyla hayat tarzı ve batılı değerlere erişim noktasında bu hevesin hep canlı tutulması gerekmektedir.
Yabancı dil takıntısı, AB standartlarını yakalamak, sanayi kalkınma hamlelerindeki iştah v.s bu yarışın motivasyon unsurlarını oluşturuyor.

Yerli,milli iha siha araba v.s ile ve üniversitelerin eğitim, ekonomi dünyasının, buna benzer kast/kader sarmalında iş gören endekslere girme takıntısı, Nobel/Oskar peşindeki tüm budalalıklar Wallerstein'ın işaret ettiği dünya sisteminin oyun enstrümanlarıdır.

Hedef her vakit önünüzde fakat ulaşamıyorsunuz. Ulaşamayacağınızı bile bile tutulduğunuz sevdaya dönük mecnunca çabalar hiç eksilmiyor. Kazanan hep de Dünyadaki 5'li Çete organizasyonunu elinde tutan Dünya Sistemi ve arkasındaki sermaye olmaktadır.

Sonuç olarak; Bourdieu'cu deyişle ülkeler arasındaki Eşitsizliğin yönetimi ve sürekli hale getirilmesi mevcut dünya sisteminin işleyişinin en önemli parametresini oluşturuyor.

Diğer Yazıları

Kuveyt Gezi Notları

Kuveyt Gezi Notları

  • 13.07.2024 / 02:03

Yorum Yaz