Arakan’daki Rohingyalar İki Ateş Arasında Sıkışan Bir Halk

  • 04.09.2024 17:36
Arakan’daki Rohingyalar İki Ateş Arasında Sıkışan Bir Halk

 Özet:

Myanmar’ın Arakan bölgesinde yaşayan Rohingyalar, yüzyıllardır süregelen işgaller, askeri baskılar ve etnik çatışmalar nedeniyle sürekli bir kriz ortamında yaşamaktadır. 2021’deki askeri darbe sonrası Myanmar’da artan etnik gerilimler ve Arakan Ordusu’nun özerklik talepleri, Rohingyaları hem Myanmar ordusunun hem de Arakan Ordusu’nun hedefi haline getirmiştir. Myanmar ordusunun zorla askere alma ve insan kalkanı olarak kullanma taktikleri, Rohingyaların güvenliğini tehdit ederken, Arakan Ordusu ise tehditlerle kendi saflarına katılmaya zorlamış, kaçmaya çalışan sivilleri hedef almıştır.

Son çatışmalar, Rohingyaların insani krizini derinleştirerek 200 binden fazla insanın evlerini terk etmesine yol açmıştır. Gıda güvenliği ve sağlık hizmetleri neredeyse tamamen çökme noktasına gelmiş, bölgede açlık ve hastalıklar tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Uluslararası toplumun ve bölgesel güçlerin yetersiz tepkileri, Rohingyaların kaderini daha da belirsizleştirmiştir. Bu kriz, acil insani yardım, uluslararası müdahale ve Myanmar’da köklü siyasi reformlar gerektiren bir insanlık trajedisidir. Rohingyalar, iki ateş arasında sıkışmış bir halk olarak hayatta kalmaya çalışırken, dünya bu sessiz çığlığa kayıtsız kalmamalıdır.

Giriş:

 Arakan’da yaşayan Müslüman Rohingyalar, yüzyıllardır süregelen felaketler nedeniyle istikrar ve huzurdan yoksun kalmıştır. Bölge, tarih boyunca Burmalı, İngiliz, Japon işgalleri ve 1980’lerden itibaren askeri yönetimin baskıları ile sürekli krizlerle yüzleşmiştir. Rohingyalar, yalnızca dış müdahalelerle değil, aynı zamanda bölgedeki diğer etnik gruplarla da kendi topraklarını yönetmek için mücadele etmektedir.

Rohingyalar Kimdir?

Rohingyalar, Güneydoğu Asya'da yer alan Myanmar Devleti'nin Arakan (Rakhine) bölgesinde yüzyıllardır yaşayan, kendi Rohingya dilini konuşan ve ülkedeki diğer dillerden tamamen farklı bir dile sahip olan Müslüman bir etnik azınlıktır. Myanmar'daki en büyük Müslüman etnik grup olan Rohingyalar, bu topraklarda tarih boyunca yaşamış ve kendi kimliklerini koruyarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Budist Arakan ve Myanmar Ordusu:

Arakan Ordusu (Arakan Army): 2009’da kurulan Budist kökenli bir silahlı gruptur; Arakan’a özerklik sağlamak ve etnik hakların tanınması için Myanmar hükümetine karşı mücadele vermektedir.

Myanmar Ordusu: 2021 darbesiyle iktidarı ele geçiren ve etnik gruplara yönelik baskıcı politikalarıyla bilinen askeri güçtür; özellikle Rohingyalara yönelik şiddet ve zulüm eylemleri nedeniyle uluslararası alanda eleştirilmektedir.

Tarihi ve Politik Arka Plan:

Arakan eyaletindeki etnik gruplar, Myanmar merkezi hükümetinin siyasi ve ekonomik dışlamaları sonucu ciddi sıkıntılar yaşamıştır. 2021’deki askeri darbe sonrası Myanmar, siyasi ve ekonomik krizlerle mücadele ederken, etnik grupların ayrılıkçı eğilimleri güçlenmiş ve halk direnişi artmıştır. Arakan Ordusu, bu koşullarda özerklik, etnik kimliğin tanınması, ekonomik adalet, askeri baskının sona ermesi ve siyasi diyalog talepleriyle silahlı mücadelesini sürdürmektedir.

Bu talepler, Myanmar’daki askeri hükümet ile etnik gruplar arasındaki uzun süreli çatışmaların bir parçasıdır. Arakan Ordusu’nun diğer silahlı gruplarla birleşerek oluşturduğu "Üç Kardeşler İttifakı", bölgedeki direnişi güçlendiren önemli aktörlerden biri olmuştur. Bu ittifak, Myanmar’ın kuzeyinde süregelen silahlı çatışmaların başlıca sebeplerinden biridir.

Arakan’daki etnik grupların mücadelesi ve askeri hükümetin baskıcı politikalarına karşı direnişi, bölgenin tarihini ve geleceğini şekillendiren kritik dinamikler olmaya devam etmektedir. Rohingyaların yaşadığı bu zorluklar, Arakan’ı yalnızca geçmişin bir hatırası olarak bırakmakta, ancak direnişleri tarihteki varlıklarını sürdürebilmeleri adına önemini korumaktadır.

 

Son Olaylar:

13 Kasım 2023’te Arakan Ordusu, Müslüman Rohingyaların yoğunlukta yaşadığı Rathidaung şehrinde iki polis merkezine saldırarak ele geçirdi. Bu saldırı, Myanmar ordusuyla yapılan ateşkesi ihlal ederken, bölgedeki çatışmaları yeniden alevlendirdi. Rohingyaların Arakan Ordusu ile bağlantısı olmamasına rağmen, Myanmar ordusu, şüphe üzerine köylere saldırarak çok sayıda sivili öldürdü veya tutukladı.

Arakan Ordusu, Rohingyaları kendi saflarına katmak için ya haklarını geri verme vaadinde bulunmuş ve Arakan’dan sürmekle tehdit etmiştir. Ancak Rohingyalar, silahlı mücadeleye katılmayı reddetmiş, Arakan Ordusu’nun belirsiz ve dışlayıcı tutumundan dolayı temkinli davranmışlardır. Diğer yandan, Myanmar ordusu ise Rohingyaları zorla askere alarak cephe hatlarında insan kalkanı olarak kullanmaya başlamış; 2024 Şubat ayından bu yana 1000’den fazla Rohingya erkek ve genci zorla askere almıştır.

Zorla askere alınan Rohingyalar, cephelerde adeta top mermilerine yem edilmekte, hayatları hiçe sayılmaktadır. Rohingyalar, Arakan Ordusu’nun tehdidi ve Myanmar ordusunun baskısı arasında sıkışmış, her iki tarafın saldırılarından büyük zarar görmüştür.

Arakan Ordusu, Rohingyalara yönelik baskısını artırarak Buthidaung şehrini terk etmeleri için uyarılarda bulunmuş ve Rohingyaların sığındığı okullara, hastanelere saldırılar düzenlemiştir. Ağustos 2024’te ise Maungdaw şehrindeki Rohingya köylerine saldırılar düzenleyerek sivilleri kaçmaya zorlamıştır.

Bu çatışmalar, Rohingyaların çaresizliğini ve iki düşman gücün arasında hayatta kalma mücadelesini gözler önüne sermektedir. Arakan Ordusu ve Myanmar ordusu arasındaki şiddet, Rohingyaların vatanlarını birer birer terk etmelerine ve Bangladeş gibi komşu ülkelere kaçmalarına sebep olmaktadır.

 

İnsani Etkiler

Son olaylar, Arakan’daki Rohingyalar arasında ciddi bir insani krize neden olmuş, 200 binden fazla insan, kötüleşen yaşam koşulları ve artan saldırılar nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kalmıştır. Gıda güvenliği ve sağlık göstergeleri en düşük seviyelere gerilemiş, açlık oranları özellikle Maungdaw ve Buthidaung şehirlerinde tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Myanmar ordusunun uyguladığı abluka ve Arakan Ordusu’nun saldırıları, bölgede gıda fiyatlarını artırmış, çiftçilerin tarım arazilerine ulaşmasını imkânsız hale getirmiştir.

Sağlık hizmetleri ve diğer temel hizmetler ise neredeyse tamamen durma noktasına gelmiştir. Zaten yetersiz olan sağlık tesisleri, ordunun tedaviye erişimi engelleme politikaları nedeniyle kapatılmış, sivillerin acil tıbbi müdahaleye ulaşması zorlaşmıştır. Hastaneler ya dolu ya kapalı ya da Rohingyaları kabul etmemekte; sınırların kapalı olması nedeniyle Bangladeş’e geçiş de mümkün olmamaktadır. Çatışmalarda yaralanan yüzlerce Rohingya köylüsü, yeterli tedavi alamamakta ve insani kriz derinleşmektedir.

Uluslararası ve Yerel Tepkiler: Yetersiz ve Gecikmiş Adımlar

Yerel ve uluslararası toplumun tepkileri, krizin büyüklüğü karşısında yetersiz kalmıştır. Bölgedeki ülkeler kendi çıkarlarını ön planda tutarken, Çin ve ABD gibi müdahale edebilecek büyük güçler, diplomatik adım atmamıştır. Bangladeş ise iç meseleleri nedeniyle Rohingyalara yönelik yardımları artırmakta zorlanmaktadır.

İslam ülkeleri ve diğer bölgesel aktörler, insani durumu iyileştirmek için yeterli siyasi adım atmamış, Rohingyalar için gerekli korumayı sağlayamamıştır. Bu sessizlik, Rohingyaların insani yardıma ulaşmasını ve güvenliklerini sağlamasını zorlaştırmaktadır.

Rohingya hakları savunucuları ve insani yardım kuruluşları ise uluslararası toplumu harekete geçmeye çağırmıştır. 28 sivil toplum örgütü, Arakan Ordusu’nun insan hakları ihlallerini durdurması için acil müdahale talep etmiş, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlardan krizi araştırmalarını istemiştir. Rohingyaların güvenliği ve insani yardımların ulaştırılması konusunda alınacak her türlü önlem, bölgedeki krizi hafifletebilmek adına büyük önem taşımaktadır.

Analiz: Myanmar’da Etnik Çatışmalar ve Rohingyaların Durumu

Myanmar, çok etnikli yapısı nedeniyle sürekli çatışmalara sahne olmaktadır. Askeri hükümet, iktidarı ele geçirdiği günden bu yana, etnik ve dini farklılıkları kendi lehine kullanarak grupları siyasetten uzak tutmuş, kırsal bölgelerdeki kontrolünü pekiştirmiştir. Arakan Ordusu, bu ortamı fırsata çevirerek Myanmar ordusunu müzakere masasına oturtma ve etnik gruplara özerklik sağlama amacı gütmüştür. Ancak Myanmar ordusu, bu mücadelesinde ahlaki sınırları aşarak Rohingyaları hedef almıştır; zorla askere alma, yaşam alanlarını savaş sahasına çevirme ve sivilleri çatışmaların ortasında bırakma gibi taktikler kullanarak hem Rohingyalardan hem de Arakan Ordusu’ndan kurtulmayı amaçlamaktadır.

Ordu, Rohingyaları zorla askere alarak Budist Arakan Ordusu ile Rohingyalar arasındaki gerilimi artırmış, Budistler bu durumu ihanet olarak değerlendirmiştir. Bu strateji, Arakan Ordusu’nun Rohingyaları meşru bir hedef olarak görmesine yol açmış ve sivillere yönelik saldırıları daha da şiddetlendirmiştir. Myanmar ordusunun amacı, Rohingyaların tamamen yok edilmesi durumunda uluslararası toplumdan baskı görmemek ve tüm sorumluluğu Arakan Ordusu’na yükleyerek kendini aklamaktır.

Öneriler:

  • Arakan’daki krizi incelemek ve Rohingyaların korunmasını sağlamak için acil bir İslam Komisyonu kurulmalı; bu komisyon, Myanmar ve Arakan Ordusu ile diyalog kurarak çatışmaların siviller üzerindeki etkisini azaltmaya çalışmalıdır.
  • Yerinden edilmiş kişilere ve Bangladeş’teki yeni mültecilere hızlı bir şekilde insani yardım ulaştırılmalı; gıda, sağlık ve barınma ihtiyaçları karşılanmalıdır.
  • Rohingya toplulukları ve insan hakları kuruluşları uluslararası arenada daha güçlü bir şekilde desteklenmeli; siyasi çözüm arayışlarına aktif katılım sağlanmalıdır.
  • ASEAN ve diğer bölgesel aktörler, insani yardım sağlama ve yeniden yerleşim çabalarına daha fazla katılım göstermelidir.
  • Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve ASEAN, Myanmar hükümetine siyasi ve hukuki reformlar yapması için baskıyı artırmalı; demokratik yönetime geri dönülmesi için uluslararası baskı sürdürülmelidir.

 

 

 

Yorum Yaz